Hafıza Yazısı: 30 (Ali SİZER -Eğitimci-Eğitim Danışmanı)
Hafızanın artık bir sığınak olmadığı sadece var olmayan sokak isimlerinin tutarsız uğultusuyla geride kaldığı 6 Şubat gecesi saat 04:17…
Öksüz bir şehrin kaderinin bir buçuk dakika içerisinde yeniden yazıldığı bu saatte ilk şokun etkisini atlattıktan hemen sonra Kızılay Malatya İl Başkanı Osman Korkut’tan aldığım telefon sonrası ekibimizle sahaya indik.
İlk durağımız Emeksiz Caddesi’ndeki yıkımlardı. Bir yandan enkaz başında ‘’yetişemedim size kızım… ‘’ diye feryatları duyarken bir yandan aklımız kendi sevdiklerimizdeydi.
Her ne kadar empati yapılsa da o acılara tarif bulmak imkansızdı. İkinci depremle beraber Malatya’daki yıkımın boyutu artık altından kalkınamayacak düzeylere ulaşmıştı.
Zenginin fakirden ayrılmadığı, paranın geçmediği, anne babaların çocuklarına bir parça ekmek bulmakta zorlandığı süreçlere girmiştik. Tam bu anda enkaz başında olmaktan ziyade insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yöneldik. Yıllar önce Mahmut Karadeniz öncülüğünde kurduğumuz Malatya Gençlik Hareketi olarak 80 kişilik ekibimizle şehrin farklı mahallelerine gelen yardımları gece gündüz demeden ulaştırmaya çalıştık. Bu esnada birçok olaya da şahit olduk.
Mesela milyonluk arabasından inip ’’İki gündür hiçbir şey yemedim yarım simit verir misiniz?’’ deyip arabanın arkasına geçip ağlayanlara da şahit olduk, kendi giyeceği başka montu olmamasına rağmen üzerinden çıkarıp küçük çocuklara hediye edenleri de.
Mesela Malatya ile hiç bağlantısı olmadığı halde günlerce burada omuz omuza mücadele ettiğimiz, onlarca tır yardım gönderen iş adamı Gökhan Dikmen, Ertan Erdoğan ve MASİAD Başkanı Muhammet Çavuşoğlu’na da şahit olduk, devam eden artçı depremlerden dolayı evine giremeyen 50 kişiye günlerce kapısını açan hayatımın her alanında idol olarak aldığım Vedat Gündüz’e de…
Özümüzde olan birlik ve dayanışmanın karşılığını bu şekilde görmek her ne kadar takdire şayan olsa da bir daha bu günleri yaşamamak ümidi ile…