Malatya'nın 'Dünyanın Kayısı Başkenti' olarak isimlendirilmesine karşın, bu meyvedeki üretiminin çok büyük bölümünü kuru olarak değerlendirmesi, buna karşın başta en büyük pazarlardan biri olan Avrupa olmak üzere, yaş ürünü yeterince değerlendirememesiyle ilgili geçtiğimiz günlerde malatyahaber.com'da "Malatya, Avrupa'nın Bol Kazançlı Yaş Kayısı Piyasasında Yok Ama.." başlığıyla yayınladığımız haberimiz ilgi çekti. Haberde belirtildiği üzerine, Malatya'nın en lezzetli sofralık kayısısı olan Hasanbey türünde (fotoğraftaki kayısı), kuru kayısıcılığa yönelinmesi nedeniyle görülen gerilemenin 'yaş kayısı' piyasasındaki kazançlı pazar nedeniyle yeniden yükselme sağlanması gerektiği ortaya çıktı.
1 KİLO YAŞ KAYISI 140 TL..
Bir malatyahaber.com okurunun geçtiğimiz günlerde İsviçre- Basel'de, İtalya'da üretilen 1 kilo yaş kayısının 140 TL karşılığında satıldığına ilişkin gözlemiyle haberleştirdiği (bu haberin sonundaki İlgili Haberler bölümünde), yaş kayısı döneminin son günlerini yaşayan Malatya'nın, dünyadaki bu piyasada yeterince yer almaması, dayanıklı olmadığı için kurutmalık olarak tercih edilmeyen, ancak sofralık diye nitelendirilen 'yaş' halinin ise dünyanın en lezzetli kayısısı olması nedeniyle, Hasanbey türünde kendine yeni ve çok ciddi pazar oluşturabileceği anlaşılıyor.
Malatya'daki kayısıcılığı, sadece kuru ürün üzerine kuran, iç ve dış piyasa için yaş kayısı tüketimine ürün sunmayı ciddi bir şekilde gündemine almayan Malatya'nın, üniversiteler, resmi, yarı resmi ve özel tarım- sanayi- ticaret kuruluşlarının bu konuyu gündeme taşımalarıyla ciddi bir ekonomik kazanım sağlayabileceği, bunun için bir 'üst akıl'a ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.
ARTIK MALATYA'NIN TEZGAHLARINDA DAHİ BULUNAMAYAN HASANBEY TÜRÜ KAYISININ ÖYKÜSÜ..
Kurutma için daha uygun olan Hacıhaliloğlu ve Kabaaşı türlerinin Malatya çapında yaygınlaşması, dayanıklılığı daha az olduğu ve muhafaza koşullarının sağlanamamasıyla ilgili koşulların oluşturulamaması yüzünden yaş ömrü kısa olması nedeniyle üreticinin ticari anlamda tercih etmediği Hasanbey türü kayısı, Malatya'nın en özel ve özgün kayısı türlerinin başında geliyor.
Cumhuriyet döneminin ilk Malatya Belediye Başkanı olan Hasan Bey* (Derinkök- yandaki fotoğrafta) tarafından geliştirildiği için 'Hasanbey' adını taşıyan bu türle ilgili olarak 3 Temmuz 1930 tarihli Yeni Malatya Gazetesi'nde, 'KAYSI' başlığıyla yayınlanan yazıda, bu özel ve özgün tür şöyle anlatılıyor:
"Malatya'nın tabii (doğal) servetleri arasında meyvacılığı ve hassaten kayısıyı zikredebiliriz. Yalnız bu mahsülden, memleketimize senevi lâakal (en azından) 40- 50 bin liraya yakın bir para giriyor. Biz bu parayı bugünkü iktisadi vaziyetimize göre istisgar edemeyiz (küçümseyemeyiz).
Malatya, hava ile suyu ve jeoloji itibarıyla, sabit bir hakikat olmuştur ki, en nefis ve leziz kaysıları yetiştirir mükemmel bir iklimdir. Türkiye dahilinde tabiatın yegane bu memlekete bahşettiği bir lütfu ve imtiyaz (ayrıcalık) olup istikbalde (gelecekte) büyük mikyasda (ölçekte) meyvacılık yönünden vatanın has bir bahçesi olmak istidadını (yeteneğini) haizdir (elinde bulundurur).
Tabiatın bu imtiyazı öyle garip bir şekilde tecelli ediyor ki (kendini gösteriyor), kaysının ağacı, aşısı ve çekirdeği komşu illere götürüldüğü halde meyvasının idrakinden (oluşmasından) birkaç sene sonra bütün farik (farkedilen) evsafını (niteliğini) behemahal (tamamen) değştiriyor, tam bir mutabakat (uygunluk) arzetmiyor. Bu, şüphesiz ki, bir hava, su ve toprak meselesidir.
Ancak, nakliyatın pahalılığı yüzünden büyük ticaret pazarlarına arzedilemeyen ve dolayısile emsaline rekabet edemediği için bir zamanlar ihmal edilen Malatya kaysısı, İran ve Şam kaysılarına karşı dahili (içerdeki) mahsulatımızı (ürünümüzü) himaye (koruma) usulünden sonra şayanı hayret (şaşılacak) bir surette piyasada revaç (değer) bulmuş ve bu son senelerdeki fiatının ümit fevkinde (üstünde) terakkisidir ki (gelişmesi), hüdai denilen zerdali ağaçları bir taraftan aşılanmakla beraber (zerdali, aşılanırsa kayısı olur) diğer taraftan da ahalinin fazla garsiyat (ağaçlandırma) rağbetini kemalile (olgunlukla) celbetmiştir (kendine çekmiştir). Ve bu rağbet ise tabiidir. Bu rağbet, iptila (alışkanlık) halinde o derece ileri varmıştır ki, kaysının nefaset, lezzet ve cesametini (iriliğini) tezyit (artırmak) için istifa (ayıklama) kaidesine tefikan (uyarak) mükerrer (tekrar eden) aşılar yapılıyor.
Bu bapta (konuda) en ileri giden esbak (daha önceki), Belediye Reisi Hacıabdi oğullarından Hasan Bey'dir.Kendi namlarına izafetle (ilgisiyle) mükerrer (tekrar eden) aşılar sayesinde elde ettiği mahsülü gören her zatın hayretle, içinden derin bir memnuniyet hissetmemesine ve hatta takdir eylememesine imkân yoktur. Bütün evsafiyle (niteliğiyle), bir kaysının 25 dirhem (80 gram) ve 16 adedinin 1 okka (1 kilo 280 gram) geldiği, bugüne kadar vaki (meydana gelmiş) değildi. Fakat, milli servetimiz için bunun birkaç bahçaya münhasır (kendine has) olarak yetişmesini kâfi (yeterli) göremeyiz. Teksiri (çoğaltılması) esastır ve şarttır. Bu husustaki noktai nazarını (görüşünü, bakış açısını) anlamak üzere gönderdiğimiz bir muharrire (yazara) Hasan Bey demiştir ki "Milli servetimiz için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğime emin olabilirsiniz. Her arzu edene, kaysı ağaçlarımdan meccanen (ücretsiz) aşı vermeye amadeyim (hazırım) ve bunu vatani bir borç sayarım."
Bu yüksek feragati nefis (nefsinden vazgeçmek) karşısında Hasan Bey'in muharririmize söylediği sözleri aynen nakletmekten başka bir cümle dahi olsun ilave etmeyi zait (gereksiz) görürüm.
Muharrir (Yazar) ŞEVKİ-3.7.1930"
____
* HASAN BEY (DERİNKÖK): 1884- 1949 yılları arasında yaşamıştır. İsminin verildiği Hasanbey Caddesinde, kayısı bahçeleri arasındaki konağında oturmuştur. 1924- 1928 yılları arasında görev yapan, Malatya'nın Cumhuriyet dönemi ilk belediye başkanıdır. Malatya Kuyuönü Mezarlığında medfundur.
KAYNAK: malatyahaber.com