KAZIM ABİNİN ARDINDAN

KAZIM ABİNİN ARDINDAN
A- A+

Dr. Hasan Hüseyin ŞENER

17.02.2024
 

Coğrafya nasıl ki milletlerin kaderini tayin ediyorsa insanlarında kaderini tayin etmede çok etkindir.
İşte Kazım abi zor coğrafyada dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren zorluklara göğüs gere gere hayat hikayesini yazan bir şahsiyet.

Hayata dair Onurlu bir duruşu
Hayata dair kuşatıcı bir bakışı
Hayata karşı şefkat ve merhamet yüklü bir anlayışı olan,  nezaket ve hoşgörü abidesi KAZIM AYAYDIN geçti bu dünyadan.

Çocukluk hayatı coğrafyamızdaki her çocuk gibi fakr-u zaruret içinde geçtiğini anlatırdı.
Kendi yaşından küçüklerle birlikte okuduğunu anlatırdı. Dünyaya geldiği köyde Arınlı (Kortuk) ilkokul yoktu. Dolayısıyla ilçe merkezine ailece gelip yerleştiğinde Kazım abinin yaşı sınıf arkadaşlarından daha büyükmüş. Aynı şartlarda ortaokul ve liseyi bitirip İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanıp kaydolmuş, tabiiki o şartlarda ilkokul ortaokul ve liseyi bitirip İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girmek ciddi bir azim ve inancın başarısıydı.

1970’ler gerçekten ülkemiz açısından çok ızdıraplı günler idi. Üniversite gençliği kamplara bölünmüş, bu kamplaşma orta dereceli okullara kadar inmişti. Sık sık nümayişler (Protesto yürüyüşleri) yapılırdı. Sokak hakimiyetini sağlamak içindi. 
Derken sıcak çatışmalara dönüştü!

Allah'ım tıpkı Çanakkale müdafaasındaki gibi  Çanakkale'de tıbbiyeli, Mülkiyeli ve liseliler; “Var vatanın var dinin imanın, yok vatanın yok dinin imanın” şiarı ve inancıyla son nefeslerine kadar çarpışıp şehit olup vatan müdafaasını hayatlarının önünde tutup ÇANAKKALE GEÇİLMEZ deyip bütün dünyanın beynine “MIH” gibi çakmışlardır.

Tarihimize ÇANAKKALE MAHŞERİ diye geçmiştir.

70 li yıllarda okullu ve okuyan gençlik tıpkı Çanakkale’de vatan için kırılıp şehit olan tıbbiyeli, mülkiyetli, liseli gençlerimizin genç beyinlerin bu yıllarda kırılmasına toplum olarak şahit olduk.

Bu yıllar ülkemizi ciddi karanlıklara mahkum etmiştir
40-50 yıl geçmesine rağmen o travmaların henüz silinmediği gün gibi ortadadır. Bu vesile ile Çanakkale’de ve diğer cephelerde vatanın bağrına düşen tüm şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.

2019 yılında vefat eden hemşehrimiz rahmetli Mehmet Tanrıvermiş’in cenazesinde Rahmetli Kazım abi ile beraberdik. Derin bir ah çekerek hüzünle ve aynı zamanda vakarlı bir şekilde musallada yatan rahmetli Mehmet Tanrıvermiş ile olan ilişkisini anlatıyordu.


"Mehmet benden bir sınıf önde idi. Hukuk Fakültesini Mehmet’ten devraldığım kitaplar ile bitirdim. Hiç dışardan para ile kitap almadım. O zamanki şartlarda Mehmet ile ben iki ayrı kamptaydık.

Size ve gençlere şunu söylemek istiyorum!

Mehmet’in manevi huzurunda, hangi görüş ve düşüncede olursanız olun. Bizim 70-80’li yılları iyice analiz edin. Birbirinizi iyi dinleyin, empati yapın. Birbirinizi sevmeyebilirsiniz ama saygıda kusur etmeyin. Mehmet şimdi musalla taşında olmasa idi o da bunları sizlere aktaracaktı..."


Sohbeti bitirdik cenaze namazına durduk.

Sevgili Kazım abi, bu anlattıklarını tarihe not düşmek adına kaleme aldım.
Rabbim sana merhameti ile muamele etsin. 

Mekanın cennet olsun inşallah.

Kubbedagi.com'da yayınlanan haberler kendi haber merkezi veya haber paylaşımı yaptığı müstakil diğer haber sitelerinin haberleridir. Bu nedenle Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı kaynaklı haberlerin dışında diğer haberlerin alınıp başka sitelerde yayınlanmasına kesinlikle izin yoktur.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

1 yorum yapılmış

  • Şerif akşahin (9 ay önce)
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah
    %100
    %0
    Yanıtla
Çok okunanlar