DEPREMDE HAFIZAM KALDI
(Editör: Ali YALÇIN)
Hafıza Yazısı: 29
(Rıza PARLAK)
Daha önce de değinildiği gibi deprem bölgesinden fotoğraflar çekerek bir hafıza kaydı oluşturmaya çalıştım. Bu arada da bir çık insani drama şahit oldum. Depremin hiç şüphesiz en masum insanları çocuklardı. Bu, fotoğraflara da yansıyordu. Onların hayata tutunma çabaları çok daha güçlüydü.
Deprem fotoğrafları çekerken en çok çocukların bu özelliği dikkatimi çekti. Kurulan çadırlar etrafında top oynarken rastladım bir çocuğa, Yeşilyurt ilçesinde enkaz fotoğrafı çekerken AFAD çadırı önünde oynayan iki kız çocuğu gördüm. Çadır ve çocukların fotoğrafını çektikten sonra yanlarına gittim. Karneler nasıldı? Diye sordum. Biri "taktir" diğeri "teşekkür" aldığını söyledi. Madem taktir ve teşekkür aldınız , o zaman bunun bir ödülü olmalı, deyip taktir alana 200 TL ve teşekkür alana 100 TL verdim. İkisi kardeşti.
Çocukların hiç beklemediği bu davranış onların mutlu olmasını sağladı. İstanbul'dan Malatya'ya döndüğümde beni yakından tanıyan dostlar, deprem bölgesinde elden yardım etmem için hesabıma para gönderdiler. Bu paraların bir kısmı ihtiyaç sahiplerine elden teslim edilirken, çoğu öğrencilere karne hediyesi olarak dağıtıldı.
Yine Polat'ta fotoğraf çekerken yaşlı bir çiftin enkaz ile fotoğrafını çektim. Sonra yanlarına gittim. Bir kız çocuğu geldi. "Bu bizim torunumuz amcası, çok güzel okuyor" dediler. Kıza, taktir mi teşekkür mü? Diye sordum. "Amca taktir aldım" dedi. Çıkarıp 200 TL verdim. Bu taktirin ödülü dedim. Belli ki o güne kadar hiç kimse ona bu kadar para vermemiş. Kızın gözlerindeki ışık ve sevinci görmek lazım. Dedesi ve babaannesinin gözleri doldu. Onlar duygulanınca bende çok etkilendim.
Deprem fonuma gelen paranın yarısını gerçek ihtiyaç sahiplerine kalan yarısın öğrencilere dağıtarak bitirdim. Depremde çocuk olmak başka bir duygu.
Onlar çadır etrafında top dahi oynasalar fay hattının onların ruhunda bir yıkıntıya sebep olduğunu asla unutmayın.
Çocuklar hayata doğal bir pencereden bakarlar. Keşke büyükler de öyle baksa ama mümkün değil.
Çocuklar da büyüyünce büyükler gibi oluyor.
Keşke büyükler yaşlanınca çocuklar gibi olsa. Dünya daha yaşanılır bir dünya olurdu.