DEPREMDE HAFIZAM KALDI - (Hafıza Yazısı: 20 - İbrahim Ethem YAZICI-İlahiyatçı-Eğitimci)

DEPREMDE HAFIZAM KALDI - (Hafıza Yazısı: 20 - İbrahim Ethem YAZICI-İlahiyatçı-Eğitimci)
A- A+

DEPREMDE HAFIZAM KALDI

(Editör: Ali YALÇIN)

Hafıza Yazısı: 20

(İbrahim Ethem YAZICI-İlahiyatçı-Eğitimci)

(21 Şubat 2023/ MALATYA)

Depremin üzerinden henüz iki hafta geçmişti. 

Yaşadığımız günlerin yoğunluğu, yaşadıklarımızın üzerimizde bıraktığı yorgunluk ve yaşayamadıklarımızla birlikte Kernek Meydanı'na doğru yürüyoruz. 

Artık çarşı diyebileceğimiz bir yer de kalmamıştı zaten. 

Daha önce öğrencilerimizle, dostlarımızla birlikte geceleri çorba, paça muhabbetleriyle hayatımıza anlam katan, dost meclislerine ev sahipliği yapan bu müşfik şehirde ilk kez o gün, o saatlerde içimizi ısıtacak bir tas sıcak çorba bile bulamamıştık.

Adeta kendine küsmüş bu yaralı şehirde caddeler ıssız, sokaklar bomboş, dışarısı soğuk; fakat içimiz dışarıdan daha soğuk...

Kernek'e doğru attığımız her adımda şehre dair hatıralarımız bir bir canlanırken, yaşadığımız hayat adeta yıkılan binaların enkazları altında... 

Geçen zamanla birlikte o da donmuştu sanki.

Malatya'nın o gönülleri coşturan ayla güneşinden eser kalmamıştı. Boşalan şehrin Kernek Meydanı’nda bir yaşam belirtisi, dertleşmeye tanıdık bir yüz, bir sıcak çay ortamı ararken çadırların birinden gelen yanık musikisiyle gecenin kasvetinde yürek dağlayan bir ney sesine ve sözleri tanıdık bir ilahinin rahatlatan, bize teselli veren manasına doğru yol aldık. 

Sesin geldiği çadırın arkasından dolaşıp ön tarafına doğru yöneldik.

Emniyet görevlilerinin sobaya dönüştürdükleri, içine tahta parçaları attıkları büyük bir fıçının ısıttığı önü açık bu çadır; güvenlik için derme çatma yapılmış bir meydan karakolunu andırıyordu

Soba çıtırtısına karışmış çayın ve musikinin oluşturduğu insicamı bozmadan içeridekilere beden diliyle selam verdik. 

Polislerden biri, sesi Ney'e benzeyen bir aletle Yunus Emre'den ilahilere yanık bir nefes olurken diğer polis arkadaşlar, selamımızı alarak bizi çaya davet ettiler.

Musikinin akışını kesmeden usulca çadıra girdik ve boş kürsülere oturduk. 

O soğuk, sisli ve kasvetli kış gecesi genzimizi yakan odun ve kömür kokuları arasında, enkaz yığınlarının tam ortasında, anlam ve umut arayışlarına yönelik de olsa zihnimizi törpüleyen çapraz sorgular içerisinde, buruk gönüllerimize hüzün veren sesin ve sonunu bilemediğimiz hikâyenin akışına bıraktık kendimizi. Aynı zamanda bir neyzen olan bu genç polisin ilahiyi tamamlamasının ardından muhabbete başladık. Nöbet için Van’dan gelen bir ekipti bu. İkram edilen çayları yudumlarken bir ara "Enkaza dönen şehirde bu Ney'i nerden buldunuz, Van'dan yanınızda mı getirdiniz, yoksa bu da bir enkazın altından mı çıktı?" diye sordum. Polis arkadaş yüzünde beliren yarı bir tebessümle, evet o yanık sesi çıkaran aletin enkaz altından çıktığını; ancak aslında bir ney olmadığını, bunun fırça sapı gibi bir şey olduğunu, keserek nota yerlerini bir çivi yardımıyla deldiğini söyleyince şaşırdım tabii ki.

Demek ki insanoğlu yeter ki hüznünü dile dökmek için bir ses arasın. O sese enkaz yığınlarının altında bile ulaşabilirmiş.  İmkânsızlıklar içerisinde insanoğlu, isteyince kim bilir daha neler yapabilir? 

Gün gelir bir fırça sapı bile duygularına ses olup, insanı ağlatabilirmiş. 

Bir gün, adeta içine bütün bir şehrin acılarının dolduğu bir fırça sapından çıkan, iniltiyle karışık bu yanık musikinin bu kadar hüzünlendirebileceği hiç aklıma hiç gelmezdi. 

Bu ilahi musikinin zamanla süpüreceği enkazların ardından öyle inanıyorum ki Malatya, inşallah gönülleri yeniden coşturan ay ve güneşine kavuşacak, güzel günlerini yeniden yaşayacaktır

Kubbedagi.com'da yayınlanan haberler kendi haber merkezi veya haber paylaşımı yaptığı müstakil diğer haber sitelerinin haberleridir. Bu nedenle Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı kaynaklı haberlerin dışında diğer haberlerin alınıp başka sitelerde yayınlanmasına kesinlikle izin yoktur.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Çok okunanlar