DEPREMDE HAFIZAM KALDI
Hafıza Yazısı :5
Tekin KÜÇÜKALİ (KÜÇÜKALİOĞLU VAKFI Yönetim Kurulu Başkanı/2005-2011 Türk KIZILAY Genel Başkanı)
Dr. Ali YALÇIN (Emekli Hekim, Yazar, Sivil Toplum Aktivisti)
Ön Almak Değil Önde Yürümek: Sabahın erken saatlerinde uyanıp kalkmak genel yaşam tarzıdır. Köy çocuğu olduğumuz için sabahın erken saatinde ya horozun sesi ya da ezanın uyarışı ben de alışkanlık yapmıştır. 6 Şubat 2023 sabahı o alışkanlığım gereği kalkmıştım ki nutkum tutuldu. Felaketin boyutlarını anlayabilmek adına tüm verileri titizlikle irdeledim. Gördüklerim o an için elbette ki yeterli değildi. Geçmişte ömrümün bir kısmını deprem ve afet konuları ile geçirdiğimden dolayı nelerin olacağını kendi kendime hesaba başladım bile. Gerekli olan sabah vaktindeki vazifemi yapar yapmaz hemen akrabalarımıza ait vakfımızın idare heyetini aradım acil diye toplantı yapalım, dedim.
KÜÇÜKALİOĞLU VAKFI’nın merkezinde eksiksiz toplandık. Gün ağardıkça depremin can alan acı tablosu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Hemen vaziyet almalıyız, diyerek kolları sıvadık. Gün ağlama dövünme zamanı değil, hemen acil yardım yapmamız gerekli diyerek, seçenekler üzerinde konuşmalar başladı. “Arkadaşlar,” dedim, “Şimdi elinden gelen herkes giyecek yiyecek yardımını gönderecektir. Belki çadır bile hemen olmasa bile akşama ulaşabilir. Bizler daha kalıcı işler yapmalıyız. Konteyner üreticilerini bulup hemen yaptırmaya başlayalım.”
Üretici firmayı aradım, "Sana geliyoruz imalathanenin adresini verir misin?” dedim . İmalat yapılacak alana giderek isteklerimizi sıraladık. İki odalı, içinde duşu lavabosu tuvaleti su ısıtıcısı küçük bir mutfak içinde kettle su ısıtıcısı, yemek ısıtmak için elektrikli ocak ve su deposu, bulunmalıydı.
“Odalarda; ranzalar üzerinde yatakları nevresimleri yastık ve battaniyeleri, her odada elektrikli ısıtıcı ( kış olması münasebetiyle elzemdi ) olan konteyneri üretmeni istiyoruz” dedim. Fiyatta anlaşınca üretim başladı.
Her kes çadır peşinde kavga ederken biz bir ilerisi olan konteynerlerin ilk postasını felaketin yıkıcı yüzünü biraz olsun insanlara göstermemek adına Hatay’ a yaptık. İkinci sevkiyatımız içinse benim daha evvel Türk Kızılay’ ı dönemimde bir çok başarıya imza atmış Dr. Ali YALÇIN kardeşimi aradım. Öncelikle geçmiş olsun başsağlığı dileklerimi ilettim.
Malatya’ da her ailenin mutlaka deprem de uzaktan da olsa yakından da olsa ebediyete uğurladıkları vardı. Ali de yakınlarını kaybedenlerden biridir. Metanetini bozmadan, şehrin ihtiyaçlarını anlatmaya başladı. İnanın kendimi bağırarak ağlamamak için zor tuttum. Bu nasıl yürek . Bu nasıl asil duruş ki kendi canlarını toprağa daha vermeden komşusunun ihtiyaçlarının temini için çalışmaya başlamış. Gerçi Ali YALÇIN, Türk Kızılay’ında birlikte görev yaptığımız zamanda çok üst seviyede yardım yapma anlayışına sahip kimseydi. Bu konuyu anlatmasam doğru olmaz Zira konu öyle hafife alınacak , yazılmadan anlatılmadan veya toplumun haberi olmadan daha doğrusu tarihe not düşmeden geçilecek gibi değildir.
Dünyanın unuttuğu , insanların boğazlandığı, katliamları gelişmiş ülkeler tarafından yaptırılan, insanlığın unutulduğu Afrika’nın ucunda yüz ölçümü nüfusuna göre küçük bir ülke CAD’da, işte burada yüreği mangal gibi Türk Kızılay görevlilerine ihtiyaç vardı. İlk teklifi Malatya da üstün başarılara imza atan Dr. Ali YALCIN ‘a yaptım. Görev verirken hiç eğip bükmeden içimden geldiği gibi… ( Çünkü Ali yapı itibariyle düz düşünen tam bir Anadolu insanıdır.) Bu görevin üstesinden gelmiş, ÇAD’da hastanede eczane kurup büyük bir ihtiyacı gidermişti. Daha sonraları Libya İç Savaşı’nda, o en zor dönemde Libya’ya yardım götürmüştü.
Ali ile konteynerlerde hemfikir olduk. Yer için kimi kriterlerde anlaştık kısa sürede çalışmasını yapıp döndü. Dediğim gibi ikinci yerleşke alanı için Malatya’da İnönü Üniversitesi’nde bir alana karar verilmişti. Kendisi sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet KIZILAY ile görüşüp karara bağlamışlardı. (Gerisini onun tamamlamasını isteyerek burada tamamlıyorum)
-Dr. Ali YALÇIN
Ben Dr. Ali YALÇIN.
Başkanımın iltifatları için teşekkürler. Zordaki insanlara bir katkımız olmuşsa inancım odur ki Allah Teâlâ karşılığını verecektir… Tekin Başkan bahsettiği için değineyim. Depremde Adıyaman da yerle bir olmuş, Bahçecik köyünde "Yalçın" soyadlı dokuz yakın akrabam enkazdan sağ çıkmamıştı. Malatya'da da dayımın torunu ailece dört kişi kendi evlerinden çıkamamışlardı. Bu yürek parçalayıcı kayıplar için Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Bu zor günlerde dahi bizlere bir sorumluluk düşüyor. AFET DAYANIŞMA PLATFORMU'nu kurup elden geldiğince bir çabalamanın, devinimin içinde olabilmek...Her şeye rağmen bu afetin yaralarının sarıldığı tarafta olmak...
Sanırım bu türden bir yazı ilk defa burada örneklik vermiş olacak. Bir tarafını Sayın Genel Başkanım Tekin KÜÇÜKALİ yazdı, gerisini bana bıraktı. Başkanımızın dediği gibi üzerinde ittifak ettiğimiz konu için rektörümüz Prof. Dr. Ahmet KIZILAY ile görüştüm. Zaman ile yarıştığımızı söyledim. Burada birçok hocamızım mağdur olduğunu, eğer kendileri de uygun bulurlarsa buraya getirilebildiği kadarı ile konteynerleri getirebileceğimizi, söyledim. Çok hızlı bir şekilde alan tespiti yapıldı. Kışın o zor şartlarında zemini uygun hale getirmek, altyapısı ivedilikle tamamlamak kolay olmadı.
Öngörülen zamanda konteynerler gelip kuruldu.
Sayın Rektörümüz bilahare bir konuşmasında bu konteynerlerin kampüs alanına “ilk indirilen konteynerler” olduğunu söylediğinde sevindim. Daha sonra yüzlercesi yerleştirildi, acıların dindirilmesi adına, lakin “ilk olmak” farklı bir duygu veriyor.
Buradan Başkanım Tekin KÜÇÜKALİ’ye saygılarımı arz ediyorum. Malatya’da acının dindirilmesi verdiği katkının anlamlı olduğunu biliyoruz.
Bir diğer teşekkür de Sayın Rektörümüze: O muazzam çırpınması, üniversitesini sahiplenişindeki o samimi çabaları, mevzuları anlatırken, sabırlı ve ayrıntılı anlatım tarzı, Türk KIZILAY’ına güçlü altyapısı bulunan yemekhanesini tahsis etmesi ve ilintili yardım ve desteğindeki unutulmaz katkıları, özverileri çabaları için. Sabrı ve direnci için, ekibinin reel bakışlarını birleştirip sonuca giderken de akılcı yaklaşımları için ve bir de depremden dört gün sonra, yediklerimizin çıtasını yükselterek "ilk sıcak çorbayı" orada ikram ettiği için . Allah Teala bu günleri ,afetleri, depremleri bir daha yaşatmasın. Amin!