Celal Yalvaç: Bir Vakıf İnsanıydı

Celal Yalvaç: Bir Vakıf İnsanıydı
A- A+

Malatya’nın sosyal ve kültürel birikimine ciddi katkı sunan ‘kentin hafızası’ olarak nitelendirilen Gazeteci, Araştırmacı-Yazar Celal Yalvaç’ın vefatının birinci yılında Malatya Büyükşehir Belediyesi  ve Malatya Kent Konseyi Tarih ve Kültür Mirası Çalışma Grubu organizasyonunda “Kentin Hafızası Celal Yalvaç” konulu bir panel düzenlendi. 

Malatya Kent Konseyi Tarih ve Kültür Mirası Çalışma Grubu Temsilcisi Orhan Tuğrulca’nın moderatörlüğünde düzenlenen panelde; Bülent Korkmaz, “Bir Ekol Olarak Celal Yalvaç”, Nezir Kızılkaya ise “Mektupları ile Celal Yalvaç” konusunda konuşma yaptı. 

Sanat Merkezi’nde düzenlenen panele; Yalvaç’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma,  Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Erol Yiğit, Malatya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Halil Kılıç , Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Evren, Malatya Kent Konseyi Başkanı Dr. Hasan Batar,  Maginder Başkanı Salih Karademir, Kızılay Şube Başkanı Sadi Ergül, Malatya Rışvanlılar Derneği Başkanı Dr. Ali Yalçın, Malatya Gazeteciler Derneği Başkanı Yaşar Karaaslan, Malatya Tarım Platformu Başkanı İhsan Akın, Malatya Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, akademisyenler, gazeteciler ve Celal Yalvaç’ın dostları katıldı.

Panel öncesi konuşan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, “Celal Yalvaç, yalnızca bir isim değil; Malatya’nın yaşayan hafızası, geçmişten geleceğe köprü kuran bir değerdi. Onun fotoğraflarında, yazılarında ve emeklerinde Malatya’nın taşını, toprağını, insanını ve ruhunu bulursunuz. Malatya’ya adanmış bir ömür olan Celal Yalvaç, bu sevdayı yaşamına sığdırdı ve arkasında unutulmayacak bir miras bıraktı. Bugün Malatya’nın köklü geçmişine dair sahip olduğumuz pek çok bilgi ve belge, onun titizlikle kaydettiği eserler sayesinde gelecek nesillere aktarılabilmiştir. Kendisi, Malatya’nın yalnızca sokaklarını değil, ruhunu da belgeleyen bir sanatkârdı. Onun objektifinde bir manzaradan fazlasını hissedersiniz.  Celal Yalvaç, Malatya’yı bir kitap gibi okumuş ve her sayfasını özenle belgeleyerek bizlere ulaştırmıştır. Şehrimizin tarihi camileri, konakları, sokakları ve insanları, onun kadrajından yeni nesillere taşınmıştır. Bugün onu anarken, bizlere bıraktığı bu kıymetli mirası yaşatma sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlıyoruz. Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak, Celal Yalvaç’ın adını yaşatacak projelere öncülük etmeye kararlıyız. Onun anısını yaşatmak, bu kadim şehre olan borcumuzdur. Sergiler, kültürel etkinlikler, araştırma projeleri ve eğitim programlarıyla Celal Yalvaç’ın eserlerini yeni nesillerle buluşturmak öncelikli hedeflerimiz arasında olacaktır. Bu vesileyle, Sanat Sokağı’nda Celal Yalvaç Malatya Araştırmaları Merkezi’ni açarak ve “Malatya’ya Adanmış Bir Ömür” kitabını yayımlayarak bu değere sahip çıkan Nezir Kızılkaya kardeşime huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Onu rahmetle, saygıyla ve derin bir özlemle anıyor; aziz hatırasını yaşatacağımıza yürekten inanıyorum.” dedi. 

Celal Yalvaç’ın Malatya’yı bir kitap gibi okuyarak, her sayfasını özenle belgeleyerek gelecek nesillere ulaştırdığını dile getiren Er, Yalvaç’ın adını yaşatacak projelere öncülük edeceklerini belirtti. 

Panelin moderatörü Tarihçi-Yazar Orhan Tuğrulca, Celal Yalvaç’ın çok yönlü bir insan olduğunu ifade ederek, “Yazarlığı, gazeteciliği, fotoğrafçılığı, belge ve bilgi toplama ile araştırma yöntemi var. Üniversitelerde okutulması gereken bir yönetimi kullanan bir yönü vardı. Eksikliğini çok hissediyoruz. O’nun şehire katmış olduğu değer konusunda gerçekten anlatılacak çok şey var.  Celal Amca hep yol gösterici oldu, hep öğretici bir tarafı oldu. Biz kendisine gerçekten minnettarız.” İfadelerini kaydetti.  

‘Bir Ekol Olarak Celal Yalvaç’ı anlatan Bülent Korkmaz, “Ben öteden beri merak ederdim, dünyada Celal Yalvaç var mı diye? Dünyada Celal Yalvaç yok, ama celal amcaya benzeyen insanlar var. Celal Yalvaç, Ticaret Lisesi mezunu bir insan. Babası saatçi, kendisi fotoğraf makinesi tamirciliği yaparak geçimini sağlayan bir insan. Bilimsel çalışmanın peşine düşme, araştırma, veri toplama, bunları daha sonra birileri ile paylaşma ve kendisinin de makaleler yazması, bu neden derseniz? İnsanlar bunu niye yapar, yer yüzünde bir çıkar beklemeden insanlar bunu niye yaparlar? Ben burada bir tek şeye bağlıyorum; sevgi. Yani sevgi olmadan bu işleri yapmanız mümkün değil. Celal Amca alanı olmamasına rağmen bilimsel yöntemleri öğreniyor. Kendi çalışmalarında ölçüyor, biçiyor. Verilerinde nesnel bir insandı. Tarihi vesikalarda, taradığı kaynaklarda bilimsel titizliği vardı. Celal Amca profesör, doçent değildi insandı ama bilim adamı titizliği ile Malatya’nın sosyal bilimine çok büyük katkıları oldu. Bunun dünyadaki karşılığı; vatandaş bilimidir. Celal Amca, vatandaş bilimi yaptı. 18. Ve 19.  Yüzyılda bilim yapan insanların çoğu vatandaştı. İşte Celal Amca bu işi yapıyordu, Vatandaş bilimi yapan insanlar her hangi bir yerden para almıyor, böyle bir beklentisi yok, bir sevgi ile çalışıyor. Malatya gibi orta karar bir şehirde Malatya kadar bu kadar tarih yayını yapılmamıştır. Bu Celal Yalvaç ekolü ile alakalı bir şey. Celal Amcanın biriktirdikleri ile alakalı bir şey. Dünyadaki en büyük ve en önemli buluş yazıdır. Yazı olmasaydı hiçbir ilerleme sağlanamazdı. Celal Amca derdiki, ‘Ben dahil bu ihtiyarların söylediklerine inanmayın. Yazılı ise inanın.’ derdi.

“Malatya’ya Adanmış Bir Ömür; Celal Yalvaç”  kitabını yazarı, Araştırma- Yazar Nezir Kızılkaya, “Celal Yalvaç kitabının yazımı esnasında mektupları incelerken Celal Amcayı yeniden tanıma fırsatını buldum. Celal Yalvaç’ın hem kendisinin yazdığı, hem Celal Amca’ya gelen yaklaşık 300 mektubunu inceledim. Celal Amca 1959 yılından itibaren yazışmaya başlıyor. Genellikle yazıştığı şahsiyetler kendisinden daha yaşlı olduğu için muhataplarının vefatına kadar devam etmiş. İlk mektubundan itibaren tanıyanlar biliyor, daktilo ile yazıyor. Daktiloya 2 tane kağıt koyup, arasına karbon kağıdı koymuş çift nüsha yazmış. Bütün mektuplarını çift nüsha yazmış. Birini göndermiş, birini saklamış. Bütün mektuplarını vefat ettiği tarihe kadar saklamıştı. Bütün mektuplarını dijitalleştirecek kaybolmasını önledik.  Celal Amca mektuplaşmaya başladığında posta kutusu almış. Muhtemel adres değişikliği kazalarını önlemek için ise Posta Kutusu 11 adresini almış. Posta Kutusu11 adresi 1959’dan itibaren Celal Amca’daydı. Celal Amca vefat etmeden önce Posta Kutusu 11 adresini yenilemek istedi. Celal Amca, 1959’lu yılların sonlarında Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu gibi kurumlara ve üniversitelerin rektörlüklerine, ‘Bu yıl hangi kitapları çıkarttınız? Bana listesini gönderin’ diyerek mektup yazarak, gelen mektuplara da yeniden cevap vererek, listedeki kitaplardan sipariş veriyor ve parasını havale ediyor. Özellikle 1959 ve 1960’lı yıllarda tarih konusunda uzman kişilere ulaşmaya çalışıyor. Yazıştığı şahsiyetlerin yerel tarih, yere kültür ihtiyaçlarını giderdiği gibi kendisinin de bu tarih araştırmalarında ihtiyaç duyduğu bilgileri bu mektuplarda alıyor. Mektuplaştığı şahsiyetlerin  çok uzun bir listesi var. Çok iyi bir dostu ve Malatya’da da birkaç kez misafir ettiği, Kayıp Kent Sabuha’yı beraber aradıkları Müzeler ve Eski Eserler Genel Müdürü Dr. Hamit Zübeyr Koşay ile mektuplaşıyor. Şu konuyu Malatya’da pek kimse bilmez, mektubu okuyana kadar bende bilmiyordum, Celal Amca, Dr. Hamit Zübeyr Koşay’ı rahatsız ede ede Hürriyet Parkı’ndaki  o müzeyi açtırmış. Müzenin açılışında da Dr. Hamit Zübeyr Koşay’a mektup yazmış ‘Tamam, müze açıldı, eline sağlık, teşekkür ediyorum’ demiş. Celal Amca’nın müzenin açılışındaki katkısını bu mektupta öğreniyoruz. Celal Amca, çok kendisinden söz etmeyi sevmezdi, bir şey sormazsan, konu oraya gelmezse kendisi söylemezdi böyle bir şey. Türkiye’de felsefenin ve sosyolojinin temel taşlarından birisi olarak kabul edilen Hilmi Ziya Ülken Hoca ile mektuplaşmaları var. Türk tarih araştırmacısı ve özellikle kendisi için önemli olan kısmı kitabe uzmanı İbrahim Hakkı Konyalı ile mektuplaşıyor. Tarihçi İshak Sunguroğlu ile çok samimi mektuplaşmaları ve yüz yüze görüşmeleri var. Müzecilik uzmanı Kemal Tufan ile mektuplaşıyor. Tarihçi Zeki Velidi Togan çok yakın dostu. Tarihçi Fahrettin Kırzıoğlu ile mektuplaşıyor. Mardin Süryanı Metropoliti Hanna Dolapönü ile mektuplaşıyor. Bu mektuplaşma Hanna Dolapönü’nün vefatına kadar devam ediyor. Malatya’da 1932-1952 yılları arasında Edebiyat Öğretmeni olarak görev yapan, öğretmenliğinin dışında  Malatya Kültürüne önemli katkılar sunan, İnönü Heykeli’nin önündeki  ‘Adın aziz, hatıran temiz kalacak”  sözünün yazarı  olan Melahat Sezener ile mektuplaşıyor. Mektuplaştığı çok önemli isimler ve tarihçiler var. Hekimhan’daki hanın üzerindeki 3 dilde yazılmış olan kitabe var, bu kitabenin replikası Malatya Valiliğinin giriş merdivenlerine konulmuştu. Celal Amca, bunun farkına kamudan önce varmıştır.  Kitabeyi fotoğraflayıp Arapçayı dönemin il müftüsüne çevirisini yaptırıyor, Süryaniceyi Mardin Süryanı Metropoliti Hanna Dolapönü’ne, Ermeniceyi ise İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesine gönderiyor çevirisini yapmaları için” ifadelerini kaydetti. 

Merhum celal Yalvaç’ın oğlu ve malatyahaber.com yayıncısı Gazeteci İsmet Yalvaç, düzenlene etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederek, “Mezar taşını da yazdırdık, babamı en iyi anlatan sıfatlardan bir tanesi, sağ olsun Vahdettin Yiğitcan ağabeyimizin bir sohbet esnasında Celal Yalvaç’ı anlatırken söylediği, ‘Vakıf insanı’ dedi. Vakıfın manasını düşündüğümüzde çokta yakın ve yakışır bir şey olduğundan mezar taşını o söze yazdırdım. Babam Süryani metropoliti ile mektuplaşırken, ben çocuktum, 1971 veya 1972 idi. Bir kitabe ile ilgili olarak zannediyorum babam acil bir cevap bekliyordu. Süryani metropoliti telgrafla cevap vermiş. Metropoliti olarak nasıl bir prosedürleri olduğunu bilemiyorum, ‘Cebrail Allaf’ diye bir unvan kullanıyor yazışmalarında. Bir gün Fuzuli Caddesinin postacısı geldi. ‘Celal bey, sana o kadar yüksek bir makamdan telgraf getirdim ki, ama postacı Mustafa olmasaydı yine de senin eline ulaşmazdı’ dedi. Babam açtı, baktı, o zaman PTT’de telgrafta nasıl bir yazım olduysa ‘Gönderen Cebrail Allah’ yazıyor. Böyle anıları da yaşadık.” dedi.

Malatya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim Halil Kılıç ise, "Celal Amca malatyanın kültúrüne,tarihine kafa yorması ve bunları kayıt alması nedeniyle aslında bir toplum mühendisliği gòrevini ifa ediyor. Malatyanın tek başına yerel kütüphanesi . Malatyanın hafızası olarak anılıyor ben bu yakıştırmaya bilişim çağına uygun terimle Malatyanın harddiski terimini daha uygun buluyor ve yakıştırıyorum." dedi.

Malatya Kent Konseyi Başkanı Hasan Batar ise, “Celal Yalvaç Malatya’nın fotoğrafıydı. Bugün anmaya her kesimden insanlarımız geldi. Sağcısı, solcusu, muhafazakarı, sosyalisti bugün Celal Yalvaç’ı anmak için bir arada bulunuyor. Bu nedenle Celal Yalvaç Malatya’nın fotoğrafıdır” dedi. 

Bu arada, Araştırmacı-yazar Nezir Kızılkaya tarafından hazırlanan ve merhum Celal Yalvaç’ın biyografi ve çalışmalarını içeren “Malatya’ya Adanmış Bir Ömür; Celal Yalvaç” isimli kitap Vega Yayınevi tarafından basımı yapılarak yayınlandı.

Kubbedagi.com'da yayınlanan haberler kendi haber merkezi veya haber paylaşımı yaptığı müstakil diğer haber sitelerinin haberleridir. Bu nedenle Pütürge-Doğanyol Eğitim Vakfı kaynaklı haberlerin dışında diğer haberlerin alınıp başka sitelerde yayınlanmasına kesinlikle izin yoktur.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Çok okunanlar